Borçlar Hukuku

13Nis2014

Tespit Davası

Dosya Kategorisi Borçlar Hukuku

TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C. ANKARA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2012/262 Esas

KARAR NO : 2014/322

DAVALI VEKİLİ : Av. CANAN CEYRAN - Simon Bolivar Cad.No:21/2 Çankaya/ ANKARA

DAVA : Tespit

DAVA TARİHİ : 08/05/2012

KARAR TARİHİ : 22/05/2014

YAZIM TARİHİ : 26/05/2014

 

Mahkememizde görülmekte bulunan Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesi ile; ……….Vakfı adıyla Mardin'de kurulu bulunan vakfın vakıfnamesine göre gelirinden faydalanma hakkına sahip evlatları olduklarını, vakıfname hükümlerine göre vakfın gelirinden istifade edebilmek için bir sıra öngörüldüğünü, bu sıraya göre bir kuşak (batın) tamamen ölmedikçe o kuşağı takip eden kuşak vakıf gelirinden yararlanamadığını, davalı N.’nin ise üst kuşak(batnı ala kuşağında olmadığı halde) ……… Asliye Hukuk Mahkemesi'nden 2008/208 sayılı tespit kararı ile üst kuşakta vakıf gelirinden yararlanan kimse kalmadığını beyan ederek vakıf gelirinden yararlanmak için karar aldığını, oysa ki N.’nin üst kuşağında sağ ve nüfusa kayıtlı üst soyunun mevcut olduğunu belirterek Davalı N.’nin ……….Vakfı Vakıfnamesine göre henüz üst kuşağında sağ kimseler bulunması nedeniyle gelirden istifadeye hakkı olmadığının ve vakıfnameye göre sağ olan üst kuşağa göre alt kuşağa mensup olduğunun (batnı ednaya mensup olduğunun) tespiti ………..Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/208 sayılı tespit kararının bu nedenle hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.

Davalı N.’nin vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin ……..Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, ……Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/208 esas sayılı dava dosyasında gerekli olan tüm delillerin toplandığını, 2010/62 sayılı ilam ile davalı müvekkilinin vakıf evladı olduğu ve gelir fazlasından intifa hakkının bulunduğunun tespitine karar verildiğini, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek 14.09.2010 tarihinde kesinleştiğini, müvekkillerinin babası olan A.’nın vakıf evlatlığına karar verildiğini, müvekkilinin babasının vefat ettiğini, vakfın vakfiyesinin içeriği ve nüfus kayıtları incelendiğinde müvekkillinin vakıf evladından olduğu ve gelir fazlasından intifa hakkına sahip olduğunun anlaşılacağını, davacıların dava dilekçesinde davalı müvekkilinin mahkemeye eksik veya yanlış bilgi verdiği iddiasının da dosya içeriği ve alınan kararla örtüşmediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.

Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; kesinleşmiş bir hükmün iptali yargılamanın iadesini gerektirdiğinden bu davanın tespit davası olarak değil yargılamanın iadesi davası olarak açılması gerektiğini, mahkememizce tespit kararı verilerek daha önceden verilmiş ve kesinleşmiş bir diğer mahkemenin kararı bu tespit kararıyla hükümsüz kılınamayacağından davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

 

Dava: Davalının vakıf gelirinden yararlanma hak ve sırasının henüz gelmediğinin tespiti istemine ilişkindir.

Taraflarca bildirilen deliller toplanıp …….Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/208 esas ve 2010/62 karar sayılı dosyası celbedilerek dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

Celp ve tetkik edilen ……..Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/208 esas 2010/62 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu dosyanın davacısı N.’nin vakıf evladı olduğunun ve gelir fazlasından intifa hakkının bulunduğunun tespitine karar verildiği, verilen bu hükmün Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Mahkememizde açılan davada talep vakıfname hükümlerine göre davalı N.’nin vakıf gelirinden yararlanma hak ve sırasının henüz gelmediğinin tespiti ile ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/208 sayılı kararının hükümsüzlüğüne karar verilmesine yönelik olup, ………. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/208 esas, 2010/62 sayılı kararındaki taraflar ile mahkememizdeki davanın tarafları aynı olmadığından olayda kesin hüküm söz konusu değildir. Ancak …… Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen kararda dava konusu talebin incelenerek karara bağlandığı anlaşılmakla dava konusu iddia ile ilgili kesin delil söz konusudur.

HMK 204/(1) madde uyarınca ilamlar sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılacağından ve mahkemece verilen kesinleşmiş kararın hükümsüzlüğü ancak yargılamanın iadesi yolu ile talep edilebileceğinden davanın kesin delil nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

 

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın REDDİNE,

2-Alınması gerekli 25,20 TL harçtan peşin alınan 21,15 TL'nin mahsubuna bakiye 4,05 TL harcın davacılardan tahsiline,

3-Giderlerin davacılar üzerinde bırakılmasına,

4-Davalılar lehine 1.500,00 TL ücreti vekalet takdirine, davacılardan alınarak davalılara verilmesine,

5-Delil/gider avansından artan kısım olursa karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,

 

Dair, davacı vekili ile davalı ……… vekilinin yüzünde, diğer davalının yokluğunda tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar usulen okundu. 22/05/2014