Covid-19

11042020

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI KAPSAMINDA İŞVERENİN HAKLARININ 4857 SAYILI YASA ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

Dosya Kategorisi Covid-19

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞININ İŞ İLİŞKİSİNE ETKİLERİ;

Tüm dünyada Corona Virüs (Covid-19) olarak bilinen bulaşıcı solunum yolu hastalığının hayatımıza girmesi ile gerek ülkemizde gerekse tüm Dünya’da ekonomik ve sosyolojik olarak çeşitli sorunlarortaya çıkmaya başlamıştır.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından hazırlanan 09.03.2020 tarihli rapor sonucu salgının küresel risk seviyesi “yüksekten” çok yüksek seviyeye çıkararak Covid-19 “Pandemi” ilan edilmiştir.

Virüsün yayılma şiddeti ve geç alınan önlemler başta İtalya olmak üzere birçok ülkede hastalığın geniş kitlelere yayılmasına ve ölüm vakıalarında artışa sebep olmuştur.

Tüm bu olumsuz sonuçların önüne geçmek ve virüsün yayılma hızını engellemek adına hükümetler sokağa çıkma yasağı gibi katı tedbirler almaya mecbur kalmıştır.

Ülkemizde de alınan tedbirler kapsamında ilk olarak 22.03.2020 tarihli İçişleri Bakanlığının genelgesi ile 65 Yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olanlara sokağa çıkma yasağı getirilmiş ardından 03.04.2020 tarihinde yayınlanan genelge ile 01.01.2000 tarihinden sonra doğmuş olanların sokağa çıkmaları yasaklanmıştır.

Ancak 05.04.2020 tarihinde yayınlanan ek genelge ile 20 yaş ve altı için ayrı bir düzenlemeye gidilerek çalışanlar muaf tutulmuştur. Bu yazımızda muaf tutulmayan işçiler yönünden değerlendirme yapılacaktır.

İŞÇİ AÇISINDAN ZORLAYICI SEBEP KAVRAMI:

4857 Sayılı İş Kanununun 24/III. Maddesinde işçinin, 25/III. Maddesinde ise işverenin iş akdini zorlayıcı sebeplerle haklı feshi düzenlenmiştir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki her iki maddede bahsi geçen zorlayıcı sebebin şartları birbirinden farklıdır.

İşçinin zorlayıcı nedenlerle iş akdini feshedebilmesi için işyerinde çalışmanın tamamen durmuş olması ve bu durumun bir haftadan fazla sürmesi gerekmektedir.

Ülkemizde sokağa çıkma yasağının ilan edilmemiş olması birçok sektörün tedbirli bir şekilde çalışmasını devam ettirdiği anlamına gelmektedir. Bu nedenle işçinin iş akdini zorlayıcı sebeple feshi, faaliyeti tümden yasaklanan iş yerleri ile sınırlı olarak değerlendirilebilecektir.

Yine işyerinde çalışmanın kısmen durmasıhalinde duran kısımda çalışan işçilerin haklı sebeple iş akdini fesih hakkı saklıdır.

İŞVEREN AÇISINDAN ZORLAYICI SEBEP KAVRAMI:

İşçinin işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı sebebin ortaya çıkması halinde işveren bir haftalık süre sonundaiş akdini haklı nedenle feshedebilir.

Burada zorlayıcı sebep kavramından bahsedebilmek için işyerinde faaliyete devam ediliyor olması ve işçinin, işverenden kaynaklanmayan bir sebepten dolayıiş görme edimini yerine getiremeyecek durumda olması gerekmektedir. Ancak buradaki çalışamama haliişçinin kusurundan kaynaklanmayan sokağa çıkma yasağı gibi bir sebebe dayanmalıdır.

Bakanlığın genelgelerle ifade ettiği sokağa çıkma yasağına tabi işçiler açısından işverenin bu maddeyi uygulayabileceği görüş ve kanaatindeyiz. Ancak bu maddenin uygulanması halinde bir haftalık süre kavramına özellikle dikkat edilmelidir.

Yaşanan salgın nedeniyle zorunluluk halinin bir hafta ile sınırkalmayacağı kabul edilse de bu durum işverenleri yanıltmamalıdır. Kanun metni açıkça bir haftalık sürenin geçmesinden sonra işverene haklı fesih hakkı tanımıştır. Aksi bir uygulamaya gidilerek süreye uyulmaması ileride ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklarda işverenaleyhine yorumlanabilir.

YARIM ÜCRET UYGULAMASI VE KIDEM TAZMİNATI:

4857 Sayılı yasanın 40. Maddesinde bir haftalık bekleme süresinde uygulanması gereken yarım ücret kavramı düzenlenmiştir. Buna göre;

24 ve 25’inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılamayan işçiye bu bekleme süresin içinde bir haftaya kadar her gün yarım ücret ödenir”

 

Demektedir.

Belirlenen süre içerisinde söz konusu ücretin ödenmesi yasa gereği zorunluluk olup buna aykırı davranılması yukarıda bahsedildiği üzere yine işverenin sorumluluğunu doğuracaktır.

Yarım ücret uygulaması süresince iş sözleşmesinin askıda olduğunun kabulü gerekir. Bir haftalık sürenin geçmesi akabinde işveren fesih hakkını kullanmaz ise sözleşme askıda kalmaya devam edecek ve işveren ödeme yapmak zorunda kalmayacaktır. Sürecin uzaması halinde işverenin fesih hakkının saklı olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz.

Ahlak ve İyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyleiş sözleşmesinin feshi halleri hariç, sağlık ve zorlayıcı sebebe dayalı fesihlerde işverenin Kıdem Tazminatı ödeme yükümlülüğü altında bulunduğu da unutulmamalıdır.

Sonuç olarak; sokağa çıkma yasağına tabi işçiler için işveren, bir haftalık süreyi beklemek ve 40.madde uyarınca işçiyi yarım ücretten faydalandırmak zorundadır. İşveren bir haftalık süre sonucunda fesih hakkını kullanmaz ise sözleşme askıda kalacak ve herhangi bir ücret ödeme yükümlülüğü bulunmayacaktır.

Ancak böylesine zor bir süreçte işçinin mağdur olmaması açısından öncelikle evden çalışma imkanının değerlendirilmesi, kısa çalışma uygulanan işyerlerindeise işçinin bundan faydalandırılması, son çare olarak askıda kalma (Askıda kalmaya sebep olan durumun ne kadar süreceği belli değilse işveren iyi niyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde hareket etmeli, durumu işçi açısından çekilmez hale getirmemelidir.) ve fesih hususunun değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

 

CEYRAN HUKUK BÜROSU

Av. Gökçe Deniz BEKTAŞOĞLU