T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/116 Esas
KARAR NO : 2015/306
DAVALI VEKİLİ : Av. CANAN CEYRAN
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 19/03/2014
KARAR TARİHİ : 25/05/2015
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/06/2015
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında tanzim edilen ve imza edilen 20.12.2012 tarihli sözleşme ile taraflar arasında ticari ilişki tesis edilmiş olup taraflar arasında mal alım ilişkisi kurulduğunu, Sözleşmenin 3. Maddesi gereğince listede belirtilen birim fiyatlar üzerinden mal üreterek satmayı, davalı da iş bu malları satın almayı taahhüt ettiğini, Sözleşmenin aynı maddesinde satın alınan malların ödemesinin yapılmasına ilişkin sistem belirlendiğini, buna göre Davalının haftalık sevk edilen malzemelere fatura tarihinden geçerli olmak üzere TCMB döviz satış kuru üzerinden TL olarak fatura düzenleyeceğini, davacının da aylık fatura toplam tutarlarını o ayın sonunda tanzim ve teslim edeceği 60 gün vadeli çek ile ödeyeceğini, uzun süre bu şekilde devam eden ticari ilişkinin taraflar arasında sözleşme hükümlerinde kurulmuş ve sürdürülmüş olsa da, Davalı yanca davacı Şirkete çekilen " Muavin Defter" başlıklı faksta taraflar arasında cari hesap dökümü gönderdiğini, bu hesap dökümü altında el yazısı ile " 30.09.2012 tarihindeki değerleme rakamı kendi içimizde yaptığımız kayıttır. Dikkate almayınız. 31.12.2013 sonu itibari ile bakiyeniz 161.397,91 USD- 303.106,78 TL" ibaresinin bulunduğunu, Aralık ayına 12.891,07 TL kur farkı faturası rica ederiz" ibaresi görüldüğünü, bu yazıya müteakiben Müvekkilinin talep edilen kur farkı faturası tanzim ve tebliğ ettiğini ancak cari hesap kaydında ödemelerinden mahsup etmediğini ve bu yöndeki alacağını borcundan mahsup etmeyerek çek keşide ödemesine devam ettiğini, ancak Davalının daha sonra kendi kestiği kur farkı faturalarını tebliğ ettiğini ve iş bu faturalardan kaynaklı borç kaydı yaratarak Müvekkilinden iş bu borcun ödenmesini talep ettiğini ileri sürerek taraflar arsındaki sözleşme gereğince tarafların birbirlerine karşı kur farkı alacaklarının bulunmadığının tespiti ile davalı yanın kur farkı alacağı olduğunu iddia ettiği 27.072,28 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının menfi tespit talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasında mevcut sözleşmeden kaynaklanan borç/alacak ilişkisinin sözleşme gereği $ bazında olduğunu, müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturalar V.U.K' na göre TL üzerinden kesilmiş olmasına rağmen satış bedeli $ üzerinden olduğundan fatura bedelinin ödendiği tarihler itibari ile $ kuru üzerinden mutabakat sağlanarak hesap takip edildiğini, sözleşme tarihinden itibaren cari hesap ilişkisi bu şekilde devam ettiğini ve davacı firmaya gönderilen faturaya yasal süresinde herhangi bir itiraz olmadığını,06.01.2014 tarihinde yapılan mutabakat formundan da anlaşılacağı üzere davacı firma ile 2013 yılı sene sonu itibari ile fatura ve ödemeler ile borç ve alacakların ödeme tarihindeki $ kuru üzerinden mutabakat sağlandığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, ticari ilişki kapsamında borç /alacak ilişkisinin dolar bazında olup olmadığı, alım satım işlemlerinde satış bedelinin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması durumunda bu farkın karşı taraftan talep edilip edilemeyeceğine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen ve mahkememizce itibar edilen 17/11/2014 tarihli raporda bilirkişi; dava dosyası kapsamı ve davacının İşyerinde inceleme yapılan 2012-2013 ve 2014 yılına ait Ticari Defterler kayıtlarına göre davacı ile davalı arasında, davacının İller Bankası Genel Müdürlüğü'ne taahhüt ettiği "……….. projesi işleri" kapsamında kullanılacak " duktil döküm boru ve fittingslerin" …….. tarafından imalatının yapılarak fabrikada kamyon üstünde teslimi" konulu 9 maddelik sözleşmenin20.01.2012 tarihinde imzalandığını, davacının 28.12.2012 tarih A seri 022405 no.lu 12.981,07 TL ve 28.02.2013 tarih 022411 no.lu 3.862,91 TL olmak üzere 2 adet kur farkı faturası düzenleyerek davalıya gönderdiği ve davalının cari hesap alacağından mahsup ettiği, davacının lehine hesaplanan kur farkı ile ilgili bir itirazın olmadığını, davalı şirket tarafından 2013 ve 2014 yılında davacıya hesaplanan kur farkı faturalarını davacının kabul ettiği yasal süresinde itiraz etmediğini, bu faturaları görüldüğü şekli ile ticari defterlerine kaydettiği, davacının davalı tarafından düzenlenen toplam 43.826,27 TL kur farkı faturalarına karşılık, kendi düzenlediği2 adet Kur Farkı Faturası toplamından mahsup ederek 19.01.2014 tarih A seri 022421 no.lu 27.072,28 TL tutarlı kur farkı iadesi açıklamalı faturayı düzenlediğinin anlaşıldığını, bu şekilde davacının ticari kayıtlarındaki kur farkını mahsup işlemi ile ortadan kaldırmayı amaçladığını, ancak davalının faturayı iade ettiğini, bu işlemden sonra davacının da davalının tanzim ettiği 28.02.2014 tarih 197409 no.lu 16.901,52 TL ve 31.03.2014 tarih 197529 no.lu 1.558,54 TL tutarlı 2 adet faturayı da iade ettiğini ve kayıtlarına dahil etmediğini, dava konusu ile ilgili olan 20.01.2012 tarihli sözleşme incelendiğinde Kur farkı ile ilgili herhangi bir ibareye rastlanmadığını, Sözleşmenin 3. Maddesinde "...Sözleşme eki teklif formunda verilen birim fiyatlar sabit olup …….. fiyat farkı talebinde bulunamaz..." şeklinde bir ibare olduğunu, buna karşılık taraflar farklı tarihlerde görülen şekli ile birbirlerine kur farkı faturası düzenlediğini, bu faturalara tarafların yasal süresinde itirazları olmadığı, davacının kur farkı faturalarının tutarlarının aleyhine olduğunu fark etmesi ile kur farkı iade faturasını düzenlediğini belirtmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin imzalanan sözleşme gereğince dolar bazında olduğu, ticari ilişki süresince tarafların birbirlerine kur farkı faturası düzenledikleri ve bu faturaların itiraz edilmeksizin ticari defterlere kaydettikleri anlaşılmakla, kur farkından doğan alacak nedeniyle talep edilen27.072,28 TL yönünden, davacının borçlu bulunmadığının tespitine yönelik açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
Davanın reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 27,70-TL hacın peşin alınan 462,35 TL harcın mahsubu ile kalan 434,65 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.gereğince hesaplanan 3.248,64 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı tarafından yapılan 8,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. İ. ile davalı vekili Av. Canan Ceyran'ın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtayda temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/05/2015