T.C. KARABURUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO :2013/109
KARAR NO :2014/7
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili davala dilekçesinde özetle; Mordoğan Res Üretim ve Yardımcı tesislerinin kurulabilmesi için gerekli olan 2032 parsel sayılı taşınmazın 1841,64 m2 lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın beyanlar hanesine 49 yıllığına irtifak hakkı şerhi düşürülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Kamulaştırma kanunun 7. maddesinde: "Kamulaştırmayı yapacak idare, kamulaştırma veya kamulaştırma yolu ile üzerinde irtifak hakkı kurulacak taşınmaz malların veya kaynakların sınırını, yüzölçümünü ve cinsini gösterir ölçekli planını yapar veya yaptırır; kamulaştırılan taşınmaz malın sahiplerini, tapu kaydı yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini, tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden veya ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile belgelere bağlamak suretiyle tespit ettirir. İlgili vergi dairesi idarenin isteği üzerine taşınmaz mal ve kaynakların vergi beyan ve değerlerini, vergi beyanı bulunmadığı hallerde beyan yerine geçecek takdir edilecek değeri en geç bir ay içerisinde verir. İdare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini kamulaştırmaya konu taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir. Bildirim tarihinden itibaren malik değiştiği takdirde, tapu mülkiyette veya mülkiyetten gayri ayni haklarda meydana gelecek değişiklikleri tapu idaresi kamulaştırmayı yapan idareye bildirmek zorundadır. Şerh tarihinden itibaren iki yıl içerisinde 13. maddeye göre tebligata başlanılmamış ise bu şerh sicilden silinir." hükmü,
Aynı kanunun 8. maddesinde ;"Kamulaştırmayı yapacak idare, kamulaştırma kararının alınmasından sonra kamulaştırma işleminin her safhasında kendi ihale komisyonu, yoksa bu amaçla kuracağı komisyon marifetiyle tespit ettireceği bedel üzerinden mal sahibi ile anlaşarak taşınmaz malı, kaynağa veya bunlar üzerindeki irtifak haklarını satın alabilir. Bu suretle satın alınan taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı, sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır. Ancak, kamulaştırmaya ve bedeline itiraz davaları açılmaz" hükmü getirilmiştir.
Dosyanın yapılan incelemesinde; davacı tarafından tüm hak sahiplerine 2942 sayılı kanunu 7 ve 8. maddeleri gereğince davetiye yapılarak anlaşma yolunun denenmediği, bu hususun davanın ön şartı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Yargıtay uygulamaları da bu yöndedir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.01.2006 gün ve E:2006/5-748 K: 2006/756; 05.07.2006 gün ve E:2006/5-498 K:2006/503 ; 28.02.2007 gün ve E:2007/5-85 K:2007/92 ve 28.02.2007 gün ve E: 2007/5-86 K:2007/93; 19.09.2007 gün ve E:2007/5-714 K:207/737; 17.10.2007 gün ve E:2007/5-715 K:2007/738; 17.10.2007 gün ve E: 2007/5-716 K:2007/739; 17.10.2007 gün ve E:2007/5-717 K:2007/740; 17.10.2007 gün ve E:2007/5-742 K:2007/741 ; 17.10.2007 gün ve E:2007/5-743 K:2007/742)
Bu itibarla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10'uncu maddesine göre açılmış bedel tespiti ve tescil davasında taraf teşkili sağlanmadan ve işin esasına girilmeden önce, davanın aynı kanunun 7 ve 8 inci maddelerinde öngörülen uzlaşma şartlarına uyulmadan açıldığının saptanması durumunda reddine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından ve Yargıtay HGK kararına göre taraf teşkili sağlanmadığından işin esasına da girilmediği sabit olduğundan ( T.C., YARGITAY Hukuk Gebel Kurulu E:2007/5-932, K:2007/952, T:05.12.2007) davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurlmuştur.
HÜKÜM:(Yukarıda açıklanan gerekçeyle)
1-Davacının davasının ön şart yokluğu nedeniyle REDDİNE,
Alınması gereken 25,20 TL harçtan pişen alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,9 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
Hükmün kesinleşmesinden sonra gider avansının kullanılmayan kısmının iadesi,
Dair tarafların yüzlerine karşı 6100 Sayılı HMK nun geçici 3/1 maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1086 Sayılı HUMK nun 427,454 maddeleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2014
T.C YARGITAY 18. Hukuk Dairesi
YARGITAY İLAMI
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, İzmir İli KAraburun İlçesi Eğlenhoca Köyü 2032 parsel sayılı taşınmazın irtifak hakkı kamulaştırma bedelinin tespiti ve irtifak hakkının idare adına tesis ve tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası'nın 4650 sayılı Yasayla değişik 10. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespitiyle kamulaştırma yoluyla taşınmaz üzerinde kurulan irtifakın tescili istemine ilişkin olup, mahkemece davalılara uzlaşma konusunda yönteme uygun çağrı yapılmadığından, ön şart gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
1- Davacı vekili tarafından 31.03.2014 havale tarihli temyiz dilekçesi ekinde uzlaşmaya çağrı tebligatları ve uzlaşmalık tutanağı fotokopileri ibraz edilmiş ise de, yapılan inceleme sonucunda uzlaşmazlık tutanağı fotokopileri ibraz edilmiş ise de, yapılan inceleme sonucunda uzlaşmanın 20.09.2013 tarihinde yapılacağının bildirildiği ancak davalılardan Şerif Hasan Kaptanoğlu'na uzlaşmaya çağrı tebligatının tebliğine ilişkin belgenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalılardan Nejat Sucan, Mehmet Sedat Sucan ve Şerif Hasan Kaptanoğlu 20.12.2013 tarihli celsede makul bir ücret verildiği takdirde anlaşmanın mümkün olduğu beildirilmiş ve davacı idareye bu konuda beyanda bulunmak üzere süre verilmiş olup, davalı idarece olumlu veya olumsuz bir verilmemiş, davalılardan Ayşe Sever'e dava dilekçesinin tebliğ edilmediği, diğer davalılar Nejdet Kaptanoğlu ve Salahattin Kaptanoğlu'nun ise duruşmalara katılmadığı, cevap vermediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, Yasanın 8. maddesinde öngörülen biçimde uzlaşma konusunda tebligat yapılmamış olsa bile anlaşmaya yanaşmayacakları anlaşıdığından, davalı asillere 8. madde gereğince tebligat yapılmasının sonucu değiştirmeyeceği ve dava ekonomisi de gözönünde bulundurularak ve davaya devam olunarak deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkemece yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması,
2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında hisseli malik Mehmet Sedat Sucan olarak kayıtlı olduğu halde mahkemenin gerekçeli karar başlığında maddi hata yapılarak davalılardan "Mehmet Sedat Sucan" yerine "Ahmet Sedat Sucan" olarak yazılmış olması, doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesi, 26.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.