İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

07052020

İşçinin Performansını Yükseltmek İçin Çözüm Aranmadığı, İşçiye Uygun Bir Pozisyonda Çalışma Teklif Edilmediği Dolayısıyla İşveren Tarafından Gerçekleştirilen Fesih İşleminin Geçerli Nedene Dayanmayacağı

Dosya Kategorisi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

T.C. 

ANKARA BATI

2. İŞ MAHKEMESİ

 

 

DOSYA NO : 2017/699

KARAR NO : 2018/301

 

 

GEREKÇELİ K A R A R  

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

 

DAVACI : 

VEKİLİ            : Av. CANAN CEYRAN BEKTAŞOĞLU

                       Simon Bolivar Cad.  No:21/2 Çankaya/ ANKARA

DAVALI : 

DAVANIN

KONUSU          : İŞE İADE VE TESPİT

DAVA TARİHİ : 21/11/2017

KARAR TARİHİ : 19/06/2018

Mahkememizde görülen işe iade ve tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankada 02/04/2007-03/11/2017 tarihleri arasında belirsizsüreli iş akdine bağlı olarak çalıştığını, çalışmaları karşılığında Etimesgut Şubesi Bireysel Bankacılık Yönetici Yardımcılığına terfi ettirildiğini, banka tarafından verilen görevleri  eksiksiz yerine getirdiğini, iş akdine son verildiği dönemde hedef gerçekleştirme oranını başarıyla yakaladığını, yaptığı satışlar nedeniyle birçok kez teşekkür maili aldığını, müvekkili terfi beklerken savunmasının istendiğini, savunması istendiği dönemde dahi yaptığı satışlarda Ankara bölgesi genelinde ilk sıralarda olduğunu, fesih döneminde müvekkili ile aynı sicile sahip çalışanların veya müvekkilden daha düşük E sicile sahip çalışanların iş akdinin feshedilmemesinin davalının fesihte tutarlı ve objektif davranmadığının açık göstergesi olduğunu, müvekkilinin haksız olarak işten çıkarılması nedeniyle fesihin geçersizliğine, işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili bankada gişe görevlisi olarak işe başladığını, bireysel bankacılık yönetici yardımcılığı görevini yürüttüğünü, 09/10/2017 tarihinde davacının savunmasının istendiğini, fesih bildiriminde fesih sebebinin açık ve anlaşılır olarak yazıldığını, performans değerlendirmesi sonucu işçinin uyarılması ve sonucun değişmemesi kural olarak feshin geçerli nedene dayandığını gösterdiğini, yapılan performans değerlendirmesi neticesinde davacının düşük performans sergilediğini, net ücret, komisyon, vadesiz mevduat kalemlerinde hedef gerçekleştirmelerinin istenen düzeyde olmadığını, daha önce performansına ilişkin uyarıldığı halde yeterli gelişimi sağlayamadığını, 2017 yılı ilk 6 aylık dönem değerlendirmesinin D olarak gerçekleşmesi nedeniyle davacının iş akdi 03/11/2017 tarihinde İş Kanunu'nun 17.18.madde hükümleri uyarınca haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 

Davacının SGK dan hizmet cetveli, işe giriş ve işten ayrılış bildirge suretleri getirtilmiştir. 

Davalı işverenin 03/11/2017 tarihli iş akdinin feshine ilişkin yazısında "2017 Ağustos sonu itibariyle net ücret ve komisyon ve vadesiz TL mevduat kalemlerinde hedeflerinizin gerisinde kaldığınız, iş motivasyonunuzun beklenen seviyede olmadığı, daha önce performansınıza ilişkin olarak uyarıldığınız halde yeterli gelişimi sağlayamadığınız, 2017 yılı ilk 6 aylık dönem performans değerlendirmenizin D olarak gerçekleştiği anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen nedenlerle, bundan böyle Bankamıza yararlı olamayacağınız anlaşıldığından; Yönetim  Kurulu Kararlarıyla ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17.ve 18.maddeleri gereğince, yasal tazminatınız ödenmek suretiyle Banka ile olan iş sözleşmeniz sona erdirilmiştir. Bilgi edinilmesini rica ederiz" şeklinde feshedildiği anlaşılmıştır. 

Davanın yasal dayanağı 4857 sayılı Kanunun 18/21 sayılı hükümleridir. 

Davacının 1 aylık hak düşürücü sürede dava açtığı, işyerinde 30'dan fazla işçinin çalıştığı, belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı, işveren vekilliği sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla iş güvencesi hükümlerinden yararlanma koşullarının bulunduğu görülmüştür.

4857 İş Kanunu’nun 19’uncu maddesine göre: “Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışına veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25’inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır”. Bu hükümle, işçinin savunmasının alınması, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle iş sözleşmesinin feshi için bir şart olarak öngörülmüş ve salt işçinin savunmasının alınmamasının tek başına, süreli feshin geçersizliği sonucunu doğuracağı ifade edilmiştir. İşverene savunma alma yükümlülüğünü, sadece iş sözleşmesinin feshinden önce yüklemektedir. İşçiye ihtar verilirken ise bu şekilde bir yükümlülük yüklememektedir. Dolayısıyla, işçiye davranışı nedeniyle ihtar verilirken, savunmasının alınmaması ihtarı geçersiz kılmaz. İşçinin savunması, sözleşmenin feshinden önce alınmalıdır. İşçi fesihten önce savunma vermeye davet edilmeli, davet yazısında davranışı nedeniyle işten çıkarma sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmeli, makul bir süre önceden belirtilen yer, gün ve saatte hazır bulunması, bulunmadığı takdirde yazılı bir savunma verebileceğinin; bildirilen yerde belirtilen gün ve saatte hazır bulunmadığı ve de buna rağmen yazılı bir savunma vermediği takdirde savunma vermekten vazgeçmiş sayılacağının kendisine hatırlatılması şarttır. Fesih bildirimiyle birlikte veya fesihten sonra savunma istenmesi feshi geçersiz kılar. Keza, ihbar önel süreleri içinde savunma alınması da feshin geçersiz olması sonucunu doğurur.

Davacı tarafından sunulan genel performans düzeyi çizelgesinde 01/01/2007 ile 01/01/2015 dönemleri arasında "beklenen başarı düzeyinde" olduğu, bu tarihten sonra 2015 ikinci altı aylık dönem ile 2016 birinci altı aylık dönemde başarısız, 2016 ilk altı aylık dönemde beklenen başarı düzeyinde ve 2017 yılı ilk 6 aylık dönemde beklenen başarı düzeyinin altında olduğu işyeri kayıtları ile anlaşılmaktadır. Davacının 2015 yılı ikinci dönem ve 2016 yılı ilk dönem başarısız kabul edilse dahi davacıya uyarı verilip, sonraki değerlendirme döneminde performansının yeniden değerlendirilmesi ve sonucuna göre beklenen başarı düzeyinde olduğu anlaşılmıştır. 

Ayrıca davacının başka birimlerde çalışma koşullarının araştırılması gerekir. Esasen satış performansı, piyasa koşulları ile ilgilidir. Satış performansının düşük olmasının davacıdan ne şekilde kaynaklandığı, örneğin mesaiye riayet etmemesi veya müşteri ziyaretlerini gereği gibi yapmaması vb. gibi sebepler belirtilmemiştir. 

Netice olarak fishin son çare olması prensibine uyulmadığı, öncelikle performansın düşüşüne etken olan hususların araştırılıp giderilmesi yoluna gidilmediği, davacının verimli olarak çalışabileceği başka görevler olup olmadığı belirlenerek davacıya öneri götürülmediği tespit edilmiştir.

Bu nedenle yazılı fesih sebebinde belirtilen hususlar ispat edilemediğinden  davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. 

HÜKÜM:

1-Davanın kabülüne, buna göre;

Davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,

Davacının süresi içerisinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi de dikkate alınarak 5 aylık ücret tutarı olarak tespitine,

Davacının süresi içerisinde başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,

2-) Yatırılması gereken 35,90 TL harcın peşin yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 

3-) Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı tarafından yapılan toplam 62,50 TL masrafın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı tarafından yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,   

4-) Davacı kendisini Avukat ile temsil ettirdiğinden dosyanın karara çıktığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesine göre 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 

5-) HMK m.333/1 gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatıran taraflara iadesine,

Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere  (kararın tebliğinden itibaren iki hafta  içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliği ile karar verildi. 19/06/2018