İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

04052020

Davacının İş Akdinin Haklı Nedenle Feshettiği, Kurum İşlemlerinin Uzun Sürmesi Veya Davacının Yeni Bir İşe Girmiş Olmasının Haklılığını Ortadan Kaldırmayacağı

Dosya Kategorisi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

T.C.

ANKARA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

7. HUKUK DAİRESİ 

 ESAS NO   : 2018/2876 

KARAR NO : 2020/488

 

                         T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

                                          K A R A R 

 

DAVACI- KARŞI DAVALI :

VEKİLİ      : Av. CANAN CEYRAN BEKTAŞOĞLU

                  Simon Bolivar Cad.  No:21/2 Çankaya/ ANKARA

 

DAVANIN

KONUSU     : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : 

Davacı - karşı davalı  vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin 01/04/1998 ile 01/02/2012 tarihlerdi arasında davalı üniversitenin Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesinde her yıl uzatılan iş sözleşmesi ile öğretim görevlisi olarak çalıştığını, müvekkilinin SSK kayıtlarında işe girişinin 01/01/2001 olarak geç bildirildiğini öğrendiğinde işverenden eksik sigorta primlerini ödemesi aksi halde iş akdinin haklı nedenle feshedeceğini bildirdiğini, herhangi bir cevap verilememesi üzerine iş akdinin 01/02/2012 tarihinde haklı nedenle müvekkilince feshedildiğini, sigortaya bildirilmeyen dönem için hizmet tespit davası açıldığını Ankara 20 İş Mahkemesince 01/04/1998 ile 31/12/2000 tarihleri arasında uzun vadeli sigorta kollarına tabi hizmet nedeni ile tespit yapıldığını kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesince onandığını, bu karar iş akdinin feshinin haklılığını gösterdiğini beyanla fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik; 15.000,00 TL kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. 

Davalı - karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacının 01/04/1998 tarihinde öğretim görevlisi olarak işe başladığını 27/04/1998 tarihinde SSK’ya işe giriş bildirgesi verildiğini, bu tarihte yürürlükte olan 506 sy SSK Kanuna uygun olarak bildirim ve kısa vadeli pirim ödemesi yapıldığını, kanun gereği davacının 07/02/2001 tarihli dilekçesine istinaden yine yasaya uygun olarak uzun vadeli sigorta pirimi ödenmeye devam edildiğini, müvekkil kurumun kusurunun bulunmadığını, Yüksek Öğretim kurumlarında yabancı uyruklu öğretim elemanlarını çalıştırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararına göre yabancı uyruklu öğretim görevlilerinden isteğe bağlı olarak hastalık primi kesilmesinin yeterli olduğun, ancak Yargıtay tarafından bu hususta çelişkili kararlar verilmeye devam edildiğini, davacının 2012 yılı şubat ayında Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğünde koro şefliği işi için ayrıldığını, davacının gerçek fesih sebebinin bu olduğunu ve ihbar öneli vermeksizin ayrıldığını beyanla davanın reddi ile 6.686,90 TL ihbar tazminatı talepli karşı davanın kabulünü talep etmiştir. 

İLK DERECE MAHKEMESİ ..."  İş akdinin feshine ilişkin olarak ; Ankara 20. İş Mahkemesinde görülen 2015/819 E- sayılı hizmet tespit davasında, Mülga 506 sy yasanın 3-/1-a maddesi gereği yabancı uyruklu kişinin uzun vadeli sigorta kollarından yararlanabilmesi için yazılı başvuru kaydının gerektiğini, ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02/04/2014 tarihli karar gereği, işe giriş bildirgesinin imzalanarak kuruma verilmiş olmasının yabancı uyruklu işçinin primlerinin uzun vadeli sigorta kolundan ödenmesine itiraz etmemiş olmasını bahsi geçen yazılı başvuru koşulunun gerçekleştiği anlamına geldiğini, davacının da 01/04/1998 tarihli işe giriş bildirgesi bulunması nedenli ile yazılı başvuru koşulunun gerçekleşmesine bağlı olarak 01/04/1998 ile 31/12/2000 tarihleri arasındaki dönemin uzun vadeli sigorta kollarına tabi tespiti gerektiği karar verilmiştir. 20. İş Mahkemesinin 06/10/2015 tarih ve 2015/415 K sayılı kararı Yargıtay 21. Hukuk Dairesince 18/09/2017 tarih ve 2016/4335 E-2017/6474 K sayılı onaması ile kesinleşmiştir. Davacı tarafından düzenlenen 19/01/2012 tarihli dilekçede 01/04/1998 ile 31/12/2000 tarihleri arasındaki dönem için ödenmeyen uzun vadeli sigorta primlerinin 31/12/2012 tarihine kadar tamamlanmasını aksi takdirde iş akdinin 01/02/2012 tarihinden itibaren feshedileceğini bildirmiştir. 31/01/2012 tarihli SGK iten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış nedeni kod 22 yani “diğer nedenler” olarak belirtilmiştir.Davacının davalı işyerinden 31.01.2012 tarihinde ayrılış yapılmış ertesi gün yani 01/02/2016 tarihi itibari ile de Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğünde işe başlatılmıştır davacının bu yeni işyerinde işe başlatılması için gereken prosedürünü davacı henüz davalı işyerinde çalışıyorken başlatıldığı kurum içi yazışmalarından anlaşılmaktadır. Davacının primlerinin eksik ödendiği Mahkeme kararı ile sabittir. Ancak davacının asıl iradesinin sigorta primlerinin eksik ödenmesi nedeni ile fesih değil, başka bir iş yerinde iş bulması nedeni olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı, işverene başvurarak eksik sigorta primlerinin ödenmesini talep etmiş olsa ve işveren de SGK na başvursa ve geriye dönük prim ödemesi yapmak istese bile Kurum işlemlerinin uzun sürebileceği düşünüldüğünde dava olmadan dahi işverenin kabulünün sonuç doğurmayacağı ihtimal dahilindedir. Bu durumuda davacı, iş akdini feshetmeden hizmet tespit davası açarak kaybını talep edebileceğinden davacının kıdem tazminatı talebi  varit görülmemiş, karşı davada istenen ihbar tazminatının kabulüne gerektiği kanaatiyle .." Asıl Davanın REDDİNE  ve karşı Davanın KABULÜNE "   karar  verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ :

Davacı vekili, dava  dilekçesinde ileri sürdüğü  hususları tekrar ederek istinaf kanun  yoluna başvurmuştur.

Davalı vekili, cevap  dilekçesinde ileri sürdüğü  hususları tekrar ederek istinaf kanun  yoluna başvurmuştur.

GEREKÇE

Davacının, 01.04.1998 -01.02.2012 tarihleri arasında davalı ........ Üniversitesi'nin Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştığı ,hizmet bildiriminin 01.01.2001 tarihinde yapıldığını  ve eksik prim ödemesinin düzetilmemesi halinde iş akdinin haklı nedenle feshedileceğini bildirdiği ve talebinin yerine getirilmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiği iddiasıyla kıdem  tazminatının ödenmesi için iş davayı açtığı görülmüştür.

Ankara 20. İş Mahkemesinin 2015/819 E sayılı dosyası ile açılan hizmet tespit davası ile , davacının  01/04/1998 ile 31/12/2000 tarihleri arasında hizmetin davalı işverenlikte geçtiği yönünde hüküm kurulmuş olup karar Yargıtay 21 Hukuk Dairesince onanmıştır. SGK kayıtlarında 01/01/2001 ile 31/01/2012 tarihleri arasında davalı işverenlik nezdinde kesintisiz çalışma kaydı bulunmaktadır. Davacının 01/04/1998 ile 31/01/2012 tarihleri arasındaki toplam hizmet süresi 13 yıl 10 ay  olduğu görülmüştür.

Aynı kararda, Mülga 506 Sayılı Yasanın 3-/1-a maddesi gereği yabancı uyruklu kişinin uzun vadeli sigorta kollarından yararlanabilmesi için yazılı başvuru kaydının gerektiğini, davacının da 01/04/1998 tarihli işe giriş bildirgesi bulunması nedenli ile yazılı başvuru koşulunun gerçekleşmesine bağlı olarak 01/04/1998 ile 31/12/2000 tarihleri arasındaki dönemin uzun vadeli sigorta kollarına tabi tespiti gerektiği karar verilmiştir

Özetle ,davacının hizmet süresi eksik gösterildiği ve  uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak primlerinin yatırılması gerektiği halde davalı tarafça yapılmadığı ve davacının haklı olduğunun  mahkeme kararı ile de tespit edildiği anlaşılmıştır.

Mahkemece ,davacının yeni bir iş yerinde çalışmaya başladığı ayrıca işverene başvurarak eksik sigorta primlerinin ödenmesini talep etmiş olsa ve işveren de SGK' na başvursa ve geriye dönük prim ödemesi yapmak istese bile Kurum işlemlerinin uzun sürebileceği düşünüldüğünde dava olmadan dahi işverenin kabulünün sonuç doğurmayacağı ihtimal dahilinde olduğu ve bu durumuda davacının, iş akdini feshetmeden hizmet tespit davası açarak kaybını talep edebileceğinden davacının kıdem tazminatı talebi  varit görülmediği belirtilerek taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Ne var ki ,söz konusu mahkeme gerekçesi hatalıdır.Zira mahkeme kararı ile de davacının davalı tarafa yöneltiği istemlerin de haklı olduğu ve Kurum  işlemlerinin uzun sürmesi veya davacının yeni bir işe girmiş olmasının davacının haklılığını ortadan kaldırmadığı sabittir.

Mahkemece,davacının iş akdinin haklı nedenle feshettiği gözetilerek kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm tesisi hatalı bulunmuştur.

Davacı tarafın ,iş akdini haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile davalı karşı davacının ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü de hatalı olmuştur.

HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda,davacı istinaf başvurusunun kabulüne  karar vermek gerekmiş ve tüm dosya kapsamına göre aşağıda yazılı şekilde hüküm  kurulmuştur.

HÜKÜM :

I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince KABULÜ İLE, İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ  KALDIRILMASINA,

ASIL DAVADA ; 

Davanın KABULÜ ile;

Kıdem tazminatı olarak Net 40.049,27 TL'nin akdin fesih tarihi olan 01.02.2012 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

.....

KARŞI DAVADA; 

Davanın REDDİNE 

.....

 

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 9. maddesi yollamasıyla HMK'nın 362 1 (a) maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere 18/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.