Covid-19

14042020

COVİD-19 TESPİT EDİLEN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ DURUMUNUN 5510 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR KANUNU, 6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU VE 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNU KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

Dosya Kategorisi Covid-19

Tüm Dünya’da hızla yayılmaya devam eden ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından 09.03.2020 tarihli rapor ile “Pandemi” olarak kabul edilen COVİD-19 virüsü,ekonomik ve sosyal hayat başta olmak üzere pek çok sektörü olumsuz yönde etkilemiştir.

Yapılan incelemeler COVID-19'un insanlar arasında yakın temas ve damlacıklarla bulaştığını kanıtlamaktadır. Bu nedenle birçok ülke salgının önüne geçebilmek adına insanları sosyal mesafe kurallarına dikkat etmeye çağırmakta hatta ve hatta sokağa çıkma yasağı gibi katı önlemler almaktadır. 

Tartışmasız bu süreçten en çok etkilenen meslek gruplarının başında sağlık çalışanları yer almaktadır.Hastalığa yakalanma riski en yüksek olanlar hastayla teması olan ve hasta bakımı yapmak durumunda kalan sağlık çalışanlarıdır.Vakıa sayısının her geçen gün artması ile birlikte aralıksız şekilde mesai yapan sağlık çalışanları enfekte olma riski ile karşı karşıyadır.

Tabipler Odası tarafından yapılan güncel açıklamalarda ülkemizde Covid-19 testi pozitif çıkan sağlık çalışanı sayısının yalnızca İstanbul için en az bin olduğu ifade edilmiş, Sağlık Bakanlığı tarafındanverilen resmi sayılarda ise 601 sağlık çalışanın Covid-19 testi pozitif çıkmıştır.

Peki sağlık çalışanlarının virüse yakalanması halinde durum nasıl değerlendirilecektir?

İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI KAVRAMLARI:

İş kazası ile meslek hastalığı kavramları 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında bir arada anılsa da oluş şekli ve kişilere olan etkisi gibi açılardan farklılık arz etmektedir. Bu nedenlekonuya açıklık getirebilmek adına öncelikle iş kazası ve meslek hastalığı kavramları üzerinde durulacaktır.

6331 Sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanununda;

İş Kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay.

Meslek Hastalığı: Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalık olarak tanımlanmıştır.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunumuzda ise;

Madde 13- İŞ KAZASI;

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, 

b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, 

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, 

d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, 

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.

 

Madde 14- Meslek Hastalığı;

Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleri.

Olarak ifade edilmiştir.

Her iki kavramın karıştırılma sebebi sosyal sigortalar kanununda düzenlenen hasar ve maluliyet ile sonuçlanma akabinde maluliyet derecesine göre hükmedilen tazminat mantığından kaynaklanmaktadır.

Söz konusu kavramların birbirinden ayırt edilebilmesiiçin WHO ve İLO daha belirgin tanımlamalarda bulunmuştur. Bu tanıma göre iş kazası; işle ilgili, işe bağlı olarak ani, beklenmedik, sonucunda zarara yol açan olaylar olarak ifade edilmiştir.

İş kazası anlık ve beklenmedik olaylarsonucu meydana gelirken meslek hastalığından bahsedebilmek için yürütülen iş sonucu ortaya çıkmış olması gerekmektedir. BUNA GÖREİŞ KAZASI BİR “OLAY”, MESLEK HASTALIĞI İSE BİR “SÜREÇTİR.”

İŞ KANUNUNA TABİ ÇALIŞAN SAĞLIK PERSONELİNİN COVİD-19 HASTALIĞINA YAKALANMASI HALİNDE SÖZ KONUSU KAVRAMLARIN NASIL DEĞERLENDİRİLECEĞİ PROBLEMİ:

Yukarıda detaylı şekilde açıklandığı üzere bir hastalığın meslek hastalığı olarak nitelendirilebilmesi için hastalığın yürütülen bir iş sonucuuzun vadede ortaya çıkması gerekmektedir.

Hastalığın bulaşma kriterleri dikkate alındığında söz konusu durum anlık bir olay olarak kabul edilebilecek ve iş kazası olarak da değerlendirilebilecektir.

Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi sağlık çalışanları açısından durumun nasıl değerlendirilmesi gerektiğine yönelik önemli açıklamalarda bulunmuştur. Buna göre;

“Covid-19 ile bağlantılı olarak gelişen olayların iş kazası olarak bildirimi yapılmalıdır. Örneğin, sağlık çalışanı veya sağlık hizmetlerinde çalışan (güvenlik, hizmetli, şoför, sekreter, vb.)  birinin solunum yollarına, göz mukozasına ya da açık yaralarına hastanın öksürük, hapşırık ve diğer vücut sıvılarının sıçraması ya da bulaşması halleri iş kazası bildirimi yapılması gereken durumlardır.

Ani gelişen bir olaya ilişkin herhangi bir saptama olmasa da, sağlık çalışanı veya sağlık hizmetlerinde çalışanların Covid-19 tanısı almaları durumunda, hastalığın yapılan işle yakın bağı gözetilerek, meslek hastalığı bildirimi yapılmalıdır.”

Yapılan açıklama doğrultusunda her vakıanın kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekecektir. Şöyle ki hastane içerisinde çalışan güvenlik görevlisi, teknisyen, sekreter, veya hastalarla teması daha az olan sağlık personelinin hastalığı kapma riski anlık bir olaya bağlanabileceğinden bu kişiler için “İş Kazası” bildiriminde bulunulabilir.

Ancak yoğun olarak COVİD-19 teşhisi konulmuş hastalarla çalışmakta olan sağlık personelinde anlık bir saptamadan bahsedilemeyeceğindenbu kişiler için meslek hastalığı bildiriminde bulunmak daha doğru olacaktır.

İş kazası bildirimi olgunun aktarılması, meslek hastalığı bildirimi ise tıbbi bir durum tespitidir. Covid-19 hastalığında bulaşma olayının ne zaman gerçekleştiğini tespit etmek mümkün olamayacağından bu durumun meslek hastalığı tanımında geçen “işin yürütülmesi şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık” durumuna uygun olacağı bu nedenle meslek hastalığı bildirimi yapılması gerektiği kanaatindeyiz. 

657 SAYILI KANUNA TABİ SAĞLIK ÇALIŞANLARI YÖNÜNDEN DURUMUN DEĞERLENDİRMESİ

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun amacı sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvencealtına almaktır. Bu sigortalardan yararlanacak kişilerin kimler olduğu, bu kişilere sağlanacak haklar, işleyişe ilişkin usul ve esaslar bu kanun altında düzenlenmiştir.

5510 Sayılı Kanunun 4/1-C fıkrasında sayılanlar hariç kamu çalışanları kanun kapsamı dışında kabul edilmiştir. Bu nedenle657 Sayılı Yasaya tabi çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununda düzenlenen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortasından sağlanan haklardan faydalanamayacaktır.

Bu sağlık çalışanlarınınCovid-19’a yakalanması halinde uygulanacak yasa hükmü 657 Sayılı Yasanın 105.Maddesidir. Maddenin birinci fıkrasına göre;

“Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilir.”

Demektedir.

Görevi sırasında meslek hastalığına tutulan memur Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları İle Hastalık ve Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca kendisini tedavi eden kurum, aile hekimliği veya SGK ile anlaşmalı hastanelerden alacağı rapor ile iyileşinceye kadar izinli sayılacaktır.

Maddede yazılı azamî süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için yine iyileştiğine dair raporu ibraz etmesi zorunludur. İzin süresi sonunda iyileşen ve emeklilik hakkı elde etmemiş olanlar öncelikli olarak uygun kadrolara atanır. Hastalığının devam ettiği resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurunizin süresi uzatılır, iyileşmeme halinde ise emeklilik hükümleri uygulanır.

Kamuda çalışan ancak 657 Sayılı Yasaya Tabi olmayan sağlık personeli ise yukarıda bahsettiğimiz üzere 5510 Sayılı Kanunun 4/1-C bendi kapsamında değerlendirilecek ve 47.Maddede düzenlenen vazife malullüğü hükümleri uygulanacaktır.

SONUÇ :

1-) 5510 Sayılı yasaya tabi çalışan sağlık personelinin COVİD-19 virüsüne yakalanması halinde durum meslek hastalığı olarak kabul edilmeli ve bu yönde bildirim yapılmalıdır.

2-) Kamuda çalışan ancak 5510 Sayılı Yasanın 4/1-C fıkrasında sayılan sağlık personellerinin virüse yakalanması halinde yine aynı kanunun 47.Maddesinde düzenlenen vazife malullüğü hükümleri uygulanmalıdır.

3-) 657 Sayılı Yasaya tabi çalışan sağlık personeli yönünden ise aynı kanunun 105. Maddesi uygulanacak ve bu kişiler alacakları rapor doğrultusunda izinli sayılacaktır. İyileşmeme halinde ise emeklilik hükümleri uygulanacaktır.

4-) Bu süre zarfında gerek özel sektör gerekse kamuda çalışan sağlık çalışanlarının karşılaşabileceği riskleri en aza indirgeyecek önlemler alınmalı ve Türk Tabipler Birliğinin belirtmiş olduğuaşağıdaki hususlar yerine getirilmelidir.

  • Hastanelerde ve diğer sağlık kurumlarında uygun enfeksiyon kontrol sistemlerinin yürürlükte olduğu güvence altına alınmalıdır.

 

  • Sağlık çalışanlarına yönelik teknik önerilere uygun ve yeni epidemiyolojik kanıtlar sunuldukça güncellenen önleyici tedbirler alınmalıdır.

 

  • Kişisel koruyucu ekipman ihtiyacına ve teminine yönelik planlama yapılmalı, kişisel koruyucu donanım eksiksiz ve  kesintisiz sağlanmalıdır.

 

  • Sağlık çalışanlarına influenza bulaşması halinde ilaçlara ve tıbbi bakıma erişimde öncelik tanınmalıdır.

 

  • Sağlık çalışanlarının psikososyal tedavi ve desteğe erişimleri sağlanmalıdır.

 

  • Sağlık çalışanlarına, görevlendirilmeden önce yeterli eğitim verilmeli, eğitimli oldukları alanlardaa görevlendirilmelidir.

 

Böylece ileride ortaya çıkabilecek sorunların biraz olsun önüne geçmek mümkün olacaktır.

Av. Gökçe Deniz Bektaşoğlu

Ceyran Hukuk Bürosu