Tüketici Hukuku

06Haz2010

Ayıplı Mal

Dosya Kategorisi Tüketici Hukuku

T.C. ANKARA 4. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

ESAS NO :2007/783

KARAR NO :2010/457

DAVACI VEKİLİ :Av. Canan CEYRAN – Simon Bolivar Cad. No:21/2 Çankaya/ANKARA

DAVA :Ayıplı mal

DAVA TARİHİ :08/11/2007

KARAR TARİHİ :23/07/2010

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan ayıplı mal davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACI VEKİLİ vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketten almış olduğu davacıya ait 06 … plaka nolu 2002 model Saab marka, 2,3 9-5 AERO/AT tip otomobilin 13.07.2007 günü seyir halinde iken aniden bir patlama sesi ile birlikte kullanılmaz hale geldiğini, aynı gün servis tarafından gönderilen çekici ile otomobilin davalı şirketin adresinde kurulu servisine akşam saatlerinde teslim edildiğini, davalı şirket yetkililerince aracın serviste bekletildiğini, davacı tarafından yaptırılan tespitte, arızanın imalat hatasına bağlı gizli ayıptan kaynaklandığının tespit edildiği, davacının işi gereği sürekli şehirlerarası yolculuk yapması gerektiğini ve bu konuda zarara uğradığını, kaza esnasında davacının hayati tehlike atlattığını beyan ederek davaya konu aracın yenisi ile değiştirilmesini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davacının uğradığı maddi zarardan 1.000,00 YTL’nin 13.07.2007 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi, 30.000.00 YTL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan alınmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

 

DAVALI VEKİLİ vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu aracın ayıplı olmadığını, araç değişimi koşullarının oluşmadığını, davacının taleplerinin hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, aracın şirkette kalmasından dolayı davalı yanın sorumluluğu bulunmadığını, Davacı yanın manevi tazminat talebinin kabul edilemez nitelikte olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

İHBAR OLUNAN VEKİLİ vermiş olduğu dilekçesinde özetle; dava zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, TKHK 4. Maddede ayıp tanımının yapıldığını buna göre dava konusu aracın ayıplı olmadığını, davacının iddialarının haksız ve yersiz olduğunu, tazminat talebinde ise dava konusu araçta üretimden kaynaklanan herhangi bir imalat hatası olmadığından müvekkili şirketin şirketin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının müvekkilinden talep edeceği bir zararının olmadığını beyanla haksız ve dayanaksız açılan davaların reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

GEREKÇE: Dava, ayıplı mal ve tazminat davasıdır.

Davalı O. Otomobil Paz. İşlt San. A.Ş. satıcı firmasıdır.

Davalı vekili 10.10.2009 tarihli celsede dava dilekçesindeki maddi ve manevi tazminat taleplerini takipsiz bıraktıklarını, davaya yalnızca ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesi talebi açısından devam ettiklerini beyan etmiştir.

Araç üzerinde keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler kurulu 17.04.2008 tarihli raporlarında; aracın 11.10.2002 tarihinde davalı O. Otomobil Paz. İşlt San A.Ş.den satın alındığı, aracın 21.05.2003 tarihinde trafiğe çıktığı, davaya konu aracın 13.07.2007 tarihinde aracın dört silindirinden birinin piston kolunun kırıldığı ve motor silindir gömleğini deldiği, piston kolunda malzeme (metal) yorulmasının gerçekleştiği, bu durumun gizli ayıp teşkil ettiği, kullanım hatası olsa idi diğer piston kollarının da kırılması gerektiği bu nedenle aracın iade koşullarının gerçekleştiği bildirilmiştir.

Davalı itirazı üzerine dosya üzerinde talimatla bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler kurulu 29.01.2009 tarihli raporda “Dava konusu araçta meydana gelen arızanın, garanti süresi dolduktan sonra, araç 127.970 km’de iken ve kullanılmaya başlandıktan yaklaşık dört yıl sonra meydana geldiği, arızanın kötü yakıt ya da solvent bazlı katkıdan kaynaklanmadığı, önemli bir fonksiyon elemanı olan motorda meydana gelen arızanın imalat hatasından kaynaklandığının tespiti halinde, şansa bağlı safhada da gerçekleşmiş olsa, teknik olarak öngörülen ömründen çok önce hasarlanmış olacağı için gizli ayıplı olarak nitelendirilmesi gerektiği, kırılmış olan biyelin kırılan kesitindeki yüzey özelliklerinin tetkikinden ve biyel malzemesinin laboratuar testleri ile analiz ve özelliklerinin belirlenmesinden sonra kırılma sebebi ile ilgili, imalat veya kullanım hatası yönünden değerlendirme yapılabileceği, dosyadaki mevcut bilgiler çerçevesinde değerlendirme yaparak arızanın imalat hatasından kaynaklandığı veya kaynaklanmadığı hususunda kanaat oluşturulmasının teknik bakımdan mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.

Son raporda belirtilen şekilde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler kurulunun 18.05.2010 tarihli raporlarında;

1)Asıl inceleme gereken piston kolu ile yataklar kaza sonrası O. servisine getirilmiş olmasına karşın bilirkişi kurulumuza bulunmadığı bildirilerek teslim edilmemiştir. Bu konu mahkemenin takdirine bırakılmıştır.

2) Silindir ve piston alaşımlarının incelenmesinde: ilk kırılmanın metal yorulmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenemediği,

3)Aracın 3 kez üst üste “motor arıza lambası yanıyor” şikayeti ile servise alınmasına rağmen servis belgeleri içeriğinden bu arızaya köklü bir teşhisin konulmamış olduğu,

4)Arızanın, yataklar işgörmez duruma düşüp cıvataları ve piston kolunu kırması, kepi ezmesi ve 2 silindire zarar vermesi sonucu oluştuğu,

5)Arızanın kesinlikle kullanıcı hatasına bağlı olmadığı,

6)Arızanın yetersiz, eksik ya da hatalı yapılan parça imalatı ve/veya bakıma bağlı gizli ayıptan kaynaklandığı bildirilmiştir.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 4. Maddesinde ayıplı mal tanımı yapıldıktan sonra, malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde tüketicinin süresinde ayıbı ihbar etmek suretiyle satıcıdan malın yenisi ile değiştirilmesini veya ödediği bedelin iadesini veya ayıbın neden olduğu değer kaybının bedelden indirilmesini ya da ücretsiz olarak onarılmasını isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Tüketici bu haklarından herhangi birisini tercih etmekte serbesttir. Satıcı tüketicinin bu konudaki talebini yerine getirmekle yükümlüdür.

Tüketicinin onarım hakkını kullanmasına rağmen malın;

a)Tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, belirlenen garanti süresi içinde kalmak kaydıyla, bir yıl içerisinde; aynı arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farklı arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içerisinde farklı arızaların toplamının altıdan fazla olması unsurlarının yanı sıra, bu arızaların maldan yararlanmayı sürekli kılması,

b)Tamiri için gereken azami sürenin aşılması,

c)Firmanın servis istasyonunun servis istasyonunun mevcut olmaması halinde sırasıyla satıcısı, bayii, acentesi, temsilciliği, ithalatçısı veya imalatçı-üreticisinden birisinin düzenleyeceği raporla arızanın tamirinin mümkün bulunmadığının belirlenmesi durumlarında tüketici malın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesi veya ayıp oranında bedel indirimi talep edebilir. (Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. Maddesi)

Satıcı bu talebi reddedemez. Tüketicinin bu talebinin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.

Toplanan deliller ve tüm bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu, arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1.a) Davanın KABULÜNE, 2002 Model SAAB 2.3 9-5 AERO/AT aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine,

Aynen infaz olmadığı takdirde İİK nun 24. Maddesinin dikkate alınmasına,

b) Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hesap ve takdir olunan 8.460,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

2.a) Davacının maddi tazminat talebinin HUMK 409. Maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,

b)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 3. Alınması gerekli 13,10 TL başvuru harcı ile 5.019,28 TL nispi harç olmak üzere toplam 5032,38 TL harcın davalıdan alınmasına,

4. Davacı tarafından yapılan 7.752,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Dair davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, karar tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/07/2010