Tüketici Hukuku

15052020

Aracın Üretim Hatasından Kaynaklanan Ayıbı Nedeniyle Ayıpsız Misli İle Değişimine Karar Verileceği

Dosya Kategorisi Tüketici Hukuku

T.C. 

ANKARA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

3. HUKUK DAİRESİ

 

DOSYA NO : 2018/1518 

KARAR NO : 2019/623

 

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

K A R A R  

 

DAVACI      : 

VEKİLİ        : Av. CANAN CEYRAN BEKTAŞOĞLU

                    Simon Bolivar Cad.  No:21/2 Çankaya/ ANKARA

DAVALILAR : 

DAVANIN

KONUSU        : Ayıplı Mal

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı, süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ     :

Davacı vekili 22/05/2017 tarihli dava dilekçesi ile; davacının, 06/08/2012 tarihinde, davalı 'den, dava konusu .... marka aracı satın aldığını, 14/02/2017 tarihinde dava konusu aracın  tavan boyasında kalkmalar olduğunun ve boyanın astar kısmına kadar açıldığının fark edildiğini, dava konusu araçtaki ayıbın Ankara 12. Tüketici Mahkemesinin 2017/3 D.İş sayılı dosyası ile alınan bilirkişi  raporu ile tespit edildiğini, dava konusu  aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı.... vekili 22/06/2016 tarihli cevap dilekçesi ile; zamanaşımı ve hakdüşürücü sürenin geçtiğini, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu aracın ayıplı olmadığını, tespit bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, ayıp iddiası ile ilgili incelemenin kimya mühendisi tarafından yapılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı .... vekili 07/06/2017 tarihli cevap dilekçesi ile; dava konusu aracın ayıplı olmadığını, orijinal boyalı olduğunu, delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporuna itibar edilmeyeceğini, misli ile değişim talebinin hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI     :

Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu, aracın 2012 model olması, 5 yaşında olması ve ulaştığı kilometre dikkate alındığında seçimlik hakkın misli ile değişim olarak kullanılmasının hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesi ile;

 "1-Davanın bedel indirimi yönünden KABULÜNE, 

6.278,63TL bedel indirimi ile 750,00TL onarım bedeli olmak üzere toplam 7.028,63TL'nin davalı taraftan müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, " karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEBİ     :

Davacı vekili 29/05/2018 tarihli istinaf dilekçesi ile; davacının seçimlik hakkını misli ile değişim yönünde kullandığını ve mahkemece talepten başka bir şeye karar verilmesinin mümkün olmadığını, araçtaki ayıbın bir seferlik onarım ile giderilemeyecek olması nedeni ile bedel indirimi ve onarım bedeline hükmedilmesinin yerinde olmadığını, bu miktarın davacının zararını karşılamayacağını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.

Davalı .... vekili 29/05/2018 tarihli istinaf dilekçesi ile; dava konusu aracın imalattan kaynaklı ayıplı olmadığını, ayıbın kullanımdan kaynaklı olduğunu, diğer davalı tarafından müşteri memnuniyeti çerçevesinde araç boyasının tamamen soyularak yeniden boyanmasının teklif edildiğini, ancak bu teklifin davacı tarafından kabul edilmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte aracın misli ile değişimi yerine bedel indirimine karar verilmesinin uygun olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.

Davalı ....vekili 29/06/2017 tarihli istinaf dilekçesi ile özetle; davalının dava konusu aracın satıcısı değil ithalatçısı olduğunu ve davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, aracın fabrika çıkışlı orijinal boyalı olduğunu, boya atmasının üretimden kaynaklı olmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.

GEREKÇE     :

Davacı, davalıların satıcısı ve ithalatçısı oldukları aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek  misli ile değişim talebinde bulunmuştur.

Dava konusu araç, davacı  tarafından, 06/08/2012 tarihinde, 48.297,18 TL bedel karşılığında, davalı ....... den satın alınmış olup, taraflar arasında satışa, bedele,  bedelin ödendiğine, diğer davalının dava konusu aracın ithalatçısı olduğuna ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır.

Dava konusu ürünün satış tarihi itibariyle dava konusu olayda uygulanması gereken 4077 sayılı Kanun'un 4. maddesinde "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.

 Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.

Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz." düzenlemesi bulunmaktadır.

Ankara 12. Tüketici Mahkemesinin 2017/3 D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının, davalılar aleyhine tespit talebi üzerine yapılan tespit neticesinde alınan bilirkişi raporu ile; "Dava konusu aracın tavanında boya atmasının bulunduğu, ..... binek otomobillerin kilometre sınırı olmaksızın 3 yıl gövde boya garantisi ile 12 yıl gövde paslanmazlık garantisinin bulunduğu, tespite konu araçta boya atmasının mevcut olmadığı, gövde aksamında her hangi bir korozyon bulunmadığı... Söz konusu boya hatasının üretim esnasında boyama prosesindeki bir hatadan kaynaklandığı, tespite konu boya hatasının sonradan ortaya çıkması ile gizli ayıp niteliğinde olduğu" belirlenmiştir.

Mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının araştırılması bakımından konusunda uzman bilirkişi heyetinin katılımı ile yapılan keşif sonucu ibraz edilen bilirkişi raporu ile "dava konusu araç boya örtüsü üzerinde tavanda boya bütünlüğünün bozulduğu, vernik atması olduğunun gözlemlendiği, araç boyasının vernik katmanının (clear coat) atması, soyulmasının üretim hatasından kaynaklandığı ve üretici firmanın sorumluluğunda olduğu, vernik soyulmasının vernik katmanında kullanılan kimyasal maddelerin (sertleştirici, inceltici vs.) oranlarının istenilen düzeyde sağlanamamasından kaynaklandığı, vernik soyulması oluşmasının diğer kaynağının ise ilk kat (colored base coat) boya katmanının tutculuk özelliğinin beklenenden az olması olduğu, vernik atmasının zaman içerisinde yayılarak devam ettiği, araçta boya hatasının olmasının aracın kullanımını, güvenliğini ve ondan beklenen faydayı direkt etkileyici bir unsur olmamakla birlikte güncel piyasa koşullarında boya hatasından dolayı hasar gören araç olarak değerlendirildiği ve bu tür araçlara talebin az olduğu, aracın ikinci el piyasa değerinin düşeceği, dava konusu araçta oluşan vernik katmanının (clear coat) kalkması/soyulmasının tüketici kaynaklı olmadığı, aracın üretimi esnasında hatalı boya uygulamaları neticesinde olduğunun anlaşıldığı, 2012 yılında üretilen bir araçta normal şartlarda anlatılan türde boya hatasının gözlenmemesi gerektiği dava konusu araçtaki boya atmasının gizli ayıplı niteliğinde olduğu... Dava konusu oracan 2012 model ve dava tarihi itibariyli 5 yaşında olduğu, ayıbın keşif tarihi itibariyle sadece aracın tavan kısmında görülmesi, aracın keşif anında 94.527 Km de olması sebebi ile davacının seçimlik haklarından aracın ayıplı misli ile değişim hakkını kullanmasının Yargıtay kararları kapsamında hakkaniyete uygun olmayacağı, bedelde indirim hakkının kullanılmasının uygun olacağı, nispi metot kullanılması nedeniyle araçta 6.278,63 TL değer düşüklüğü bulunduğunun tespit edildiği, ayrıca onarım bedelinin de 750,00 TL olduğu" tespit edilmiştir.

Mahkemece yukarıda yer alan bilirkişi raporu hükme esasa alınmak suretiyle davanın kabulü ile değer düşüklüğü bedeli ve onarım bedelinin davalılardan tahsiline dair karar verilmiştir.

Dava konusu araç hakkında uzman bilirkişi heyetinden alınan, ayıp iddiasının niteliği itibarı ile maddi olgulara dayanan, bilimsel ve objektif nitelikte, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre aracın ayıplı olduğu anlaşılmıştır.

Ancak, davacı eldeki davayı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi seçimlik hakkının kullanılmasına dayalı olarak açmış ve davacı vekili yargılama sırasında, bilirkişi raporuna itirazı içerir 16/01/2018 tarihli dilekçesi ile aynı talebini yinelemiş ve karar celsesinde davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş olup, mahkemece malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin hak ve menfaatler dengesini  bozacağı, ayıp oranında bedel indiriminin uygun  olacağı gerekçesi ile istinaf incelemesine konu karar verilmiştir. 

Yukarıda yer alan yasal düzenlemelere göre, tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Kanun tarafından korunan sözleşme taraflarından tüketicinin yanında, kurulacak hükmün sözleşmenin diğer tarafı olan satıcı için de orantısız güçlükleri de beraberinde getirmemesi gerekir.

Tüm dosya kapsamı ile dava konusu araç hakkında uzman bilirkişi heyetinden  alınan, ayıp iddiasının niteliği itibarı ile maddi olgulara dayanan, bilimsel ve objektif nitelikte, mahkeme, taraf ve kanun yolu denetimine uygun  ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre araçtaki ayıbın imalattan kaynaklanan gizli ayıp olduğu, otomobildeki ayıpların aracın bütününe yayıldığı ve esaslı nitelikte olduğu, dava konusu araçtaki sorunların üretim hatasından kaynaklandığı, araçta kullanıcı hatasından kaynaklanan herhangi bir sorunun bulunmadığı, davacının mevcut haliyle otomobilden beklediği faydayı sağlamasının mümkün olmadığı ve 4077 sayılı Kanun'un 4. maddesi gereğince seçimlik haklarını  satıcı/ithalatçı olan davalılara karşı kullanabileceği, davacının ayıplı mal niteliğindeki otomobili kabul etmeye ve kullanmaya zorlanamayacağı anlaşılmakla, davacının misli değişim talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.

Hal böyle olunca mahkemece, araçtaki ayıp nedeni ile oluşan değer düşüklüğü bedeli ile onarım bedelinin tahsiline dair verilen kararda isabet bulunmamıştır.

Dava dosyası kapsamı, mevcut delil durumu ve HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;  açıklanan nedenlerle mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu görülmekle, davalıların istinaf talebinin reddine, davacının istinaf talebinin ise  kabulü ile bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince mahkeme kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında dava konusu aracın misli ile değiştirilmesine dair  karar verilmiştir. 

HÜKÜM     : 

Gerekçesi ve ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davalıların istinaf taleplerinin  ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,

2-Davacının istinaf talebinin KABULÜNE,

3-Ankara 4. Tüketici Mahkemesi'nin, ilamının KALDIRILMASINA,

4-Davacı tarafından davalılar  hakkında açılan davanın KABULÜNE,

5-Dava konusu  .... marka,  .... 2012 model  aracın davalılar tarafından AYIPSIZ MİSLİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİNE,

6-Dava konusu aracın davacı tarafından  tüm takyidatlarından arındırılmış şekilde davalılara iadesine,  

 

 

...

16-Dairemizce verilen kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine; 

Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 353/1-b.2 ve  353/1-b.1 maddeleri gereğince,  kesin olmak üzere, 04/04/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.